Birbirinden tatlı ve sevimli tavırlarıyla hayatımıza soktuğumuz ve hayatımıza girdiği andan itibaren gönlümüze taht kuran canlarımızın eğitime gereksinimleri olur.
Ailemizin bir parçası olan bu canlarımız her ne kadar evcil olsalar da soyları Kurt (Canis Lupus)’tan gelmektedir. Bu canlıların yaşama sistemleri, hiyerarşik bir sisteme bağlıdır. Alfa-Beta ve Omega gibi sınıflara ayırırlar, alfa dişi ve alfa erkek olabilmek için gerekirse savaşırlar ve kazanan üst sınıfda yer alır yani sürünün alfası olur. Ailemize dahil ettiğimiz köpeklerimizde bizleri anne, baba gibi aile bireyleri olarak göremezler.
Evde bizleri bir sürü olarak algılar ve kendi başına bıraktığımızda kendi güdüleriyle kafasında sürü yapılandırma yaparlar ve yapılandırma yanlış sonuçlar doğurduğunda biz sahipleri zorlanırız ve sorunlar baş göstermeye başlar.
Kendilerini alfa konumuna aldılarsa itaat göstermez, bu konumlarından kolay kolay vazgeçmezler ve aile bireylerini zorlarlar. Örneğin köpeğinize koltuğa çıkmamasını söylerseniz inatlaşır ve gerekirse size güç gösterisi yapar hırlar veyahut diş göstererek sizinle savaşır. Böyle durumlarda aileler profesyonel bir destek almaz ve bilgi yetersizliğiyle durumun altından kalkmaya çalışırsa, tecrübesizliklerinden dolayı köpeklerini neredeyse terk etme konumuna bile gelebiliyor. Onlara bunu anlatabilmenin, sürü yapılandırmadaki yerlerini belirlemenin en iyi ve güzel yolu eğitimdir.
Görsel olarak otur, yat, kalk ve bekle komutlarından ibaret gibi gözükebilir ancak onlar için sadece komuttan ibaret değildir. Aldıkları komutları uyguladıkları sürece sizin alfa olduğunuzu kabul etmiş olduğunu, sürüdeki yerini bildiğini anlayabilirsiniz.
Her ne canlı beslerseniz besleyin onun dünyasını, doğasını bilmeniz gerekir.